1.KOPMA MUKAVEMETİ
“Tekstil ürünlerini neden test ediyoruz?” sorusunun cevabı , hepimizin de bildiği gibi “onların ne kadar dayanıklı olduğunu bulmak için”dir. Kalite yönüyle mukavemeti etkileyen en önemli husus, kumaşın konstrüksiyonu ve kullanılan elyafın mukavemetidir. Ancak, esneklik,dökümlülük, nem absorbsiyonu, boya afinitesi v.b. özellikler de bir tekstil malzemesinin kalitesini belirleyen özelliklerdendir.
Kumaşların mukavemetine etki eden özellikler şunlardır:

1.Elyaf özellikleri :Elyaf cinsi,incelik, mukavemet, uzunluk, olgunluk

2.İplik özellikleri : Büküm faktörleri, numara, düzgünsüzlük

3.Kumaş yapısı :Yaş ve kuru ısıl işlemler, kıvrım yüzdesi, örgüsü

4.Kumaş apresi : Kumaşa istenen özelikleri vermek için uygulanan işlemler, fiziksel ve kimyevi maddeler doğal elyaftan üretilmiş kumaşlarda
Kumaş halindeki ipliklerin mukavemeti, serbest haldeki aynı sayıda ipliğin mukavemetinden daha yüksektir. Bunun nedeni, atkı ipliklerinin çözgü ipliklerini bağlaması sonucu mukavemeti yükseltmesidir. Atkı iplik sıklığının olduğu durumlarda mukavemet 1,8 kat daha artabilmektedir.
Kopma mukavemeti tayini, dokunmuş kumaşlara uygulanan bir test olup, şerit ve kavrama (Grap) metodu olmak üzere iki ayrı metotla uygulanmaktadır. Şerit metodu TS 253/Aralık, Kavrama metodu TS 2150/Aralık 93’ standartları ile test edilir.
Kopma mukavemetinde kullanılan sözcüklerin tarifi ise şöyle verilmektedir:

Kopma mukavemeti : Kopma ile sonuçlanan bir çekme deneyinde, deney numunesine uygulanan en büyük kuvvettir. Birimi Newton veya kilogram kuvvet olarak verilir.

Uzama : Bir çekme deneyinde deneye başlamadan önce deney numunesine bir ön gerilim uygulandığında çekme cihazı çeneleri arasındaki mesafeyi ifade eden “anma uzunluğu”nda meydana gelen ve kullanılan uzunluk ölçüsü ile aynı birimde (santimetre, milimetre v.b.) belirtilen artıştır.

Uzama yüzdesi : Bir çekme deneyinde ön gerilim uygulanmış bir deney numunesinin anma uzunluğunda meydana gelen ve anma uzunluğunun yüzdesi olarak belirtilen artıştır.

Kopmada uzama : Bir kopma mukavemeti deneyinde deney numunesine uygulanan en büyük kuvvette numunedeki uzamadır.

Şerit deneyi : Deney numunesi kısa kenarlarının çekme cihazının çeneleri tarafından tam kavranmasıyla yapılan bir kopma mukavemeti deneyidir.

Kavrama (grab) deneyi : Numune eninin cihazın çenelerine tam orta noktalarından tutturulduğu kopma mukavemeti deneyidir.

Kopma süresi : Ön gerilim verilmiş deney numunesi ile deneye başlandıktan sonra, kuvvetin, en büyük kuvvetin elde edildiği değere gelinceye kadar geçen ve saniye birimi ile ifade edilen süredir.

Mukavemet deneylerinde 3 tip cihaz kullanılmaktadır.




1. Numune uzama hızı sabit çekme cihazı :
Deney numunesi, ortalama kopuş süresi (203 veya 305 sn ) limitleri içerisinde önceden tespit edilen sabit bir hızla uzatılmaktadır. Deney cihazı, uzama miktarına bakılmaksızın numunenin uygulanabilir süre limitleri içerisinde, kopma noktasına kadar uzamasını sağlayacak farklı sabit uzama oranlarında çalışacak kabiliyette olmalıdır.
2. Hareketli çenenin travers hızı sabit çekme cihazı :
Ortalama kopuş süresi belirlenen limitler arasında kalacak şekilde, sabit bir hızda hareketli çeneyi hareket ettirerek numuneye artan bir kuvvet uygulanmaktadır.


3. Yükleme hızı sabit çekme cihazı :
Ortalama kopma süresi belirlenen limitler arasında kalacak şekilde, önceden tespit edilmiş sabit bir hızda numuneye artan bir kuvvet uygulamaktadır.
Deney numuneleri TS 240’a göre ön kondüsyonlama işlemine tabii tutulduktan sonra, standart atmosfer şartlarında ( 202 0C sıcaklık, %652 relatif nem ) en az 24 saat nem dengesine getirilir.
Şerit metodunda standartta belirtilen numune kesim şekline göre, atkı ve çözgü yönlerinde 50200 mm boyutlarında en az 5 numune hazırlanır.
Kavrama (Grab) metodunda ise numuneler 1002 mm en, 150 mm boy boyutlarında en az 5 adet hazırlandıktan sonra, üzerine kısa kenarlarına paralel ve 38 mm içeriden çizgiler çizilmektedir.
Deneye başlamadan önce, aşağıda verilen tabloya göre, numuneye ön gerilim uygulanmaktadır.

Kütle (g/m2 )
150 ve daha az
150 – 500
501 ve üzeri
Kuvvet (N)
2
5
10

Deney sonucunda alınan değerlerin aritmetik ortalaması hesaplanmaktadır.
Yaş kopma mukavemeti deneyinde ise, deney numuneleri 17 0C – 30 0C sıcaklıktaki saf su yüzeyine kendi ağırlıkları ile batması için serilir. Islanan numuneler bu halde en az bir saat bekletilir. Numunelerin tamamen ıslanması istendiğinde, suya 1 g/lt non – iyonik ıslatma maddesi ilave edilir.
Yaş deney numuneleri ile deney yapılması halinde, deney numunesinin sudan çıkarılmasından itibaren 120 saniye içerisinde deneyin tamamlanması sağlanmalıdır.

2. YIRTILMA MUKAVEMETİ
Kolay yırtılmanın gerekli olduğu sargı bezi gibi bazı özel amaçlı kumaşlar dışında tüm kumaşlarda yırtılma mukavemetinin yüksek olası istenir. Yırtılma mukavemeti; bir kumaş yada ipliği, bir dönme momenti veya belirli bir eksen döndürerek, çekme etkisi ile kopartmak için gerekli kuvveti ifade etmektedir. Bir başka deyişle, bir kumaşta belirlenmiş koşullar altında bir yırtığı başlatmak, sürdürmek yada yaymak için gereken karşı koyma kuvvetidir.
Yırtılma mukavemeti, dokunmuş kumaşlara uygulanan bir test standardıdır.
Mamul kumaş, kullanım sırasında çeşitli yırtılma etkileri ile karşı karşıyadır. Yırtılan kumaşın ise değeri düşer, yamanarak ikinci sınıf işlerde kullanılır veya ıskartaya ayrılır.
Yırtılma mukavemeti kumaşın yapısıyla ilgilidir. Bir araya kümelenmiş iplikler gerilimi bölüşerek daha yüksek bir dayanım gösterirler. Eğer iplikler kumaş içerisinde kolayca yer değiştiriyorsa yırtılma kuvveti birbirini izleyen ipleri koparmayacak, bunun yerine yer değiştirerek bir araya gelmiş elyaf demetlerini koparacaktır.
Kumaşları kaplayan ve ipliklerin hareketini kısıtlayan terbiye işlemleri, yırtılma dayanımını düşürebilmektedir.
Bir kumaş yüksek kopma mukavemetine sahipken, düşük yırtılma mukavemetine sahip olması da mümkündür.
Yırtılma mukavemeti testi, sabit hızlı hareket eden kumaş mukavemeti ölçen dinamometrelerle yapılabildiği gibi ELMENDORF ( düşen sarkaç ) aleti ile de yapıla- bilmektedir.
Numunenin hazırlanış sistemine göre ( numunenin şekli v.b. ) kullanılan standartlar değişim göstermektedir. Ancak, günümüzde yırtılma mukavemeti testlerinde çift dilli metodu içeren TS 395/Mart 1974’in yerine daha ziyade tek dilli metodu içeren TS 1998/1975 standardı kullanılmaktadır.
Avrupa’ya çalışan bazı firmalar ise Elmendorf test metodunu ( İSO 9290 : 1990 ) tercih etmektedirler.
TS 1998’e göre numune 75 mm  200 mm, boyutlarında dikdörtgen olarak kesildikten sonra kısa kenarlardan birinin ortasından 80 mm’lik bir yarık kesilir.
TS 395’te ise 520 cm boyutundaki dikdörtgen numune, kısa kenardan 3 eşit kısma ayrılır ve uzun kenara doğru 12 cm’lik yarıklar oluşturulur.
Yırtılma mukavemeti testinde atkı yönünde kesilen numunede çözgü ipliklerinde kopuş meydana geldiğinden, atkı yönünde yırtılma mukavemeti değeri çözgüdeki mukavemet olarak değerlendirilir. Bu nedenle bir çok kumaşta atkı yönündeki yırtılma mukavemeti değerleri daha yüksek bulunmaktadır.

3. PATLAMA MUKAVEMETİ
Kumaşlar, kullanım esnasında yalnız atkı ve çözgü istikametinde değil, aynı zamanda çok yönlü kuvvetlerin etkisi altında kalırlar. Bu nedenle yalnız atkı ve çözgü kopması ve yırtılma mukavemeti bu kuvvetlere karşı mukavemet tayininde yetersizdir. Özellikle örgü kumaşlar, paraşüt bezleri, filtre bezleri, çuval, ağ gibi bezler için patlama mukavemeti son derece önemlidir.
Patlama mukavemeti tayini için TS 393/Mart 1975 standardı mevcuttur.
Patlama mukavemeti bir kumaşın ani bir kuvvetle yırtılması için gerekli olan dikey akışkan basıncının miktarıdır. Kilo newton/metrekare ( KN/m2 ) olarak ifade edilir. Bunu sağlamak amacıyla 30 mm ve 113 mm çaplarında numuneler test edilir. Numuneler standart atmosfer şartlarında kondüsyonlandıktan sonra patlama cihazına yerleştirilir. Kumaş elastik bir diyafram üzerine bir halka yardımıyla tutturulur ve numune patlayıncaya kadar diyaframın altına artan bir ( sıvı yada gaz ) akışkan basıncı uygulanır. 113 mm çağındaki numuneler için en az 140 mm çapında taban levhası, 30 mm çapındaki numuneler için en az 55 mm çapında taban levhası kullanılır. Numune, 30+10 saniyede patlayacak şekilde basınç ayarlanır. Deney, kumaşın 70 mm aralıklarla 10 değişik yerinde yapılır. Ölçülen değerlerin aritmetik ortalaması alınır.

4. KUMAŞLARDA DİKİŞ DAYANIMI
Dikiş dayanımı, dikilmiş kumaşlarda bir veya birden fazla kumaş ile dikişin meydana getirdiği bağlantının kopmaya karşı gösterdiği en büyük dirençtir.
Dokunmuş kumaşlarda dikiş dayanımı tayini TS 1619/Ocak 1195 standardına göre test edilir.
Konfeksiyon haline getirilmiş, dokunmuş tekstil numunelerinden numune olarak alınan ve üzerinde önceden belirlenen dikişleri taşıyan veya belirlenen özelliklere göre hazırlanmış dikişlerle dikilmiş deney numuneleri dikişlerin kopma dayanımını ve kopma kuvvetinin tayini için sabit travers hızlı çekme cihazı ( CRT ) veya numune uzama hızı sabit çekme cihazı ( CRE ) yada yükleme hızı sabit çekme cihazı ( CRL ) ile deneye tabi tutulur.
Deneyde, kopma dayanımı ölçme cihazı “ Numune uzama hızı sabit çekme cihazı “ ( CRE tipinde ) kullanılıyor ise, çekme çenesi 30510 mm / dakika hızla hareket eder. 25 25 mm ebatlarında kayma yapmayan çeneler kullanılır.
350 mm uzunluğunda 100 mm genişliğinde kesilerek dikilmiş ve hazırlanmış test numuneleri standart atmosfer şartlarında kondüsyonlanır. Kondüsyonlama süreleri aşağıdaki tabloda verildiği gibi alınır.

Lif cinsi
• Hayvansal ve rejenere protein lifleri
• Bitkisel lifler
• Viskoz lifleri
• Asetat lifleri
• %65 nispi rutubette mutlak kuru kütleye göre nem alması %5 den az olan lifler
Kondüsyonlanma süresi (saat)
• 8

• 6
• 8
• 4
• 2



Deney numuneleri üzerindeki dikişin 1 cm’sindeki ilmek adedi sayılır. Numuneler, kumaş yüzü üstte, dikiş hattı kavrama çeneleri arasındaki merkez çizgiye çakışacak ve dolayısı ile çekme kuvveti dikişe dik yönde etki edecek tarzda çekme cihazının kavrama çeneleri arasına yerleştirilir. Cihazın skalasındaki uç, apsis değeri üzerine getirilir. Cihaz dikiş veya kumaş kopuncaya kadar çalıştırılır. Kopma süreleri tespit edilir. Numunelerin dikiş dayanımı çekme cihzından doğrudan alınan ve kopmanın oluşturduğu maksimum kuvvete (N/m) göre;
Ss = ( k Sb ) / Gs
Formülü ile hesaplanır. Burada ;
Sshttp://www.supermp3.org/images/smilies/biggrin.gifikiş kopma dayanımı (N)
k:SL birimine göre 1000’e eşit sabit sayı
Sb:Cihazdan alınan, tespit edilmiş dikiş kopma kuvveti (N)
Gs:Çekme çeneleri arasında kalan deney numunesinin genişliği (mm)
Dikiş randımanı : E %
E = (Ss / Eb )  100
Eb : Kumaşın kopma dayanımı.
Her kumaş tipi için dikiş randımanı farklı olacağından değişik tipteki kumaşların dikiş dayanımları mukayese edilmek istendiğinde TS 1619/Ocak 1995’te belirtilen standart dikiş gruplarından biri kullanılmalıdır.

5. DİKİŞ AÇILMASI ve İPLİK KAYMASINA KARŞI DAYANIM :
Kumaşlarda iplik kayması; belli bir fiziksel etki ile atkı ipliklerinin çözgü, yada çözgü ipliklerinin atkı üzerinde kayması sonucu oluşur. İplik kayması sonucu kumaş yüzeyi görünüşü bozulur, hatta bazen aralıklar oluşabilir. Bunun sonucunda da kumaşın kullanım süresi kısalır.
Bir dokuma kumaşı oluşturan ipliklerin kaymaya yada açılmaya karşı gösterdikleri dirence kayma mukavemeti denir. Kayma mukavemeti, iplik bükümüne, ipliği oluşturan elyafın cinsine, kumaş sıklıklarına, doku örgüsü yani çözgü ve atkı ipliklerinin bağlantılarına bağlıdır.
Kayma mukavemeti yüksek olan kumaşlarda iplikler, çalışma ve kullanım sırasında durumlarını değiştirmezler.
Dokuma kumaşlardaki ipliklerin kaymaya karşı mukavemetinin tayini TS 1412/Şubat 1991 standartlarına göre yapılır. Bu standart, iplik kaymasına karşı mukavemetin dikiş metodu ile tayinine dairdir.
Dokuma kumaşlarda kaymaya karşı mukavemet, dikişe paralel ipliklerin belirli bir yer değiştirme miktarı için dikişe dik olarak uygulanması gereken kuvvettir. Bu metot, dokunmuş kumaşlara uygulanır. Bantlar ve diğer sınai tekstil ürünlerine uygulanmaz.
Deney için;
1- Çözgü istikametinde kayma mukavemeti tespiti ile dikilecek dikişler için çözgü istikametindeki uzunluğu 100 mm ve atkı istikametindeki uzunluğu 350 mm olan 5 deney numunesi hazırlanır.
2- Atkı istikametinde kayma mukavemetinin mukavemetin tespiti amacıyla dikilecek dikişler için atkı istikametindeki uzunluğu 100mm ve çözgü istikametindeki uzunluğu 350mm olan 5 deney numunesi hazırlanır. Deney numuneleri TSE 240’a göre (202 0C sıcaklık ve 652 nispi nem) kondüsyonlanır.
Dikiş makinesi olarak, tek iğne ile sınai düz dikişi (lockstitch) 3000 ilmek/dakika hızla diken makine kullanılır. Dikiş ipliği olarak, kopma uzaması %20’den fazla olamayan 80 etiket numaralı poliester beyaz iplik kullanılmalıdır.
Numuneler, kısa kenar, uzun kenarın üzerine doğru 100 mm gelecek şekilde katlanır. Yukarıda belirtilen özelliklerdeki dikiş makinesi ile kıvrımdan 20 mm içeriden kısa kenara paralel olarak dikilir. Dikilmiş numuneler kıvrılma çizgisinden 12 mm uzaklıktan dikişe paralel olarak kesilir. Hazırlanmış numuneler dikiş yönüne dikey istikamette kavrama çeneleri ile çekilir. Çekme cihazının çene hızı 10010mm/dk olmalıdır. Çene boyutları 25 mm25 mm boyutlarında kayma yapmayacak nitelikte olmalıdır. Çekme cihazı çeneleri arası 75 mm’ye ayarlanır. Dikişsiz numune takılır, 200 N’luk bir kuvveti aşan kuvvet – uzama eğrisi elde edilir. Dikişli numune takılır, dikişli numunenin grafik üzerindeki aynı sıfır noktasından başlayan ikinci bir kuvvet – uzama eğrisi elde edilir. Dikişli numunenin düzgünleştirilmesi için 5 N’lik bir ön gerilim uygulanır.
Her eğri çifti için dikişsiz numune eğrisi arasındaki L (mm) mesafesi ölçülür. 6mm’lik dikiş kayma açıklığına eşit olan 30mm, L mesafesine eklenir. Bulunan değer, (L’ mesafesi + açılma), uzama eksenine (ordinat ekseni) paralel olarak eğri çifti üzerine işaretlenir. İşaretlenen noktadan mukavemet eksenine (apsis ekseni) inilen dikme ile açılmayı sağlayan kuvvetin Newton olarak değeri bulunur. Bu değer, en yakın tam sayıya tamamlanır. (‘L’ + açılma) değeri 200 N’a kadar grafikte elde edilememişse, sonuç ‘200’N’dan fazla olarak değerlendirilir. Deney numunesi 200N veya daha küçük bir kuvvetle yırtılmış ve dikey ayrılma tespit edilemiyor ise, sonuç ‘ kumaş parçalanması ‘ olarak kaydedilir.

6. BONCUKLANMA (PILLING)
Boncuklanma; kumaş yüzeyine bir veya daha fazla lifle tutulmuş karmaşık liflerden oluşan küçük lif topları veya grupları şeklinde gözlenen bir kumaş yüzey hatasıdır. Giysilere yıpranmış ve göze hoş gelmeyen bir yüzey görünümü veren boncuklar, kumaş yüzeyinden çıkan gevşek liflerin giysilerin kullanımı ve yıkanması sırasında, sürtünme etkisiyle karmaşıklaşarak küresel demetçikler haline dönüşmesi sonucu oluşurlar. Boncuklanma; incelik, uzunluk, kıvrım, kesit şekil, kopma mukavemeti ve eğilme direnci lifler arası sürtünme kuvveti gibi lif özellikleri, iplik ve kumaşın yapısal özellikleri ve kumaşa uygulanan bitin işlemleri gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.
Bütün doğal, suni ve sentetik lifler az veya çok boncuklanma eğilimine sahiptirler.
İnce liflerden oluşan ipliğin kesit alanında hav oluşturabilecek lif sayısı daha fazla olduğundan, aynı incelikteki iplikler için lif kalınlaştıkça boncuklanma eğilimi azalmaktadır.
İplik içindeki liflerin uzun olması durumunda, ipliğin belirli bir uzunluğunda daha az sayıda lif ucu bulunacağından, aynı incelikteki iplikler için lif uzunluğunun artması boncuk – lanma eğilimini azaltmaktadır.
Gerilmeye ve tekrarlanan eğilmeye direnci düşük olan liflerden oluşan kumaşlarda boncuklar kolayca koparak kumaş yüzeyinden ayrılırlar, dolayısı ile boncukların ömrü kısa olur. Yünün nispeten az boncuklanan bir lif olarak bilinmesinin asıl nedeni budur.
Örme kumaşlar dokuma kumaşlara oranla daha az yoğun oldukları için lifler arasında daha geniş boşluklar vardır ve yüzeye göç daha kolay olur. Bu nedenle boncuklanmaya örme kumaşlarda daha az rastlanmaktadır.
Kumaşlarda atkı, çözgü sıklığı arttıkça kumaş yapısı sıklaşıp, lif hareketi kısıtlanacağı için boncuklanma eğilimin azalması beklenir. (Araştırmacılar 80/20 Yün/Naylon karışımlı kumaşta sıklık %30 gibi büyük oranda arttığı zaman, boncuklanmanın azaldığını belirtmişlerdir.)
Kumaşlarda boncuklanma eğilimini etkileyebilecek diğer özellikler örgü tipi ve gramajdır. Kumaş gramajı arttıkça boncuklanma eğilimi azalmaktadır. Bu durum örme kumaşlarda daha belirgindir.
Boyama ve bitim işlemleri sırasında kullanılan yumuşatıcılar ve kayganlaştırıcı özellik veren maddeler ( Örnek : Silikon ve türevleri ) boncuklanma eğilimini arttırırlar.
Polyester, poliamid ve bunların karışımlarına boyut stabilitesi sağlamak için uygulanan termofiksaj işlemi boncuklanma eğiliminin azalmasına yardımcı olmaktadır.
120 veya 130 0C’da yapılan buharlama işlemleri de boncuklanma eğilimini azaltmaktadır.
Buruşmazlık, “easy – care” apre işlemleri sırasında kullanılan reçineler, iplik içindeki liflerin daha iyi yapışmasına neden olduğundan boncuklanma eğiliminde azalma görülmektedir. Buruşmazlık apresi uygulanan Polyester/Viskon kumaşlarda, yıkamaya dayanıklı maddeler kullanılması durumunda, boncuklanma büyük ölçüde azalmaktadır.
Giysilerin kullanım sırasındaki yıkama işlemleri de boncuklanmayı arttırmaktadır.
Kumaşların boncuklanma eğilimini test etmek için geliştirilmiş çok sayıda cihaz ve metot bulunmaktadır.
- Martindale Abrasion and Pilling Tester ( ASTM D 4970 : 1989 )
- I.C.I. Pilling Box ( BS 5811 )
- Atlas Random Tumble ( TS 10258: 1992, ASTM D 3512:1982 )
günümüzde en çok kullanılan test yöntemleridir.
Martindale yönteminde test edilecek numuneye yine aynı kumaştan alınan numune küçük sürtünme hareketleriyle belirli bir devirde sürtülerek boncuk oluşumu sağlanmaktadır. Taklalı serbest düşme metodunda ( Atlas Random Tumble ) en ve boy doğrultuları ( örme kumaşlarda ilmek ve sıra yönü ) ile yaklaşık 45’lik açı yapan ve bir kenarının uzunluğu 105 mm olan kare şeklinde kesilmiş 3 adet numune kenarlarından yapıştırılarak, I.C.I. pillinf box metodunda ise 114114 mm boyutlarında kesilmiş 4 adet numune kenarlarından dikilip lastik parçalara geçirilerek serbest bir şekilde belirli özellikteki odacıklara (kutulara) yerleştirilmektedir. Taklalı serbest düşme metodunda 30 dakika, ICI Pilling Box metodumda dokuma kumaşlar 5 saat (18000 devir ), örme kumaş 3 saat (10800 devir ), Martindale metodunda ise 1000 devir döndürülmek suretiyle boncukların oluşması sağlanmaktadır.
Laboratuar test cihazları ile oluşturulan deneylerinde 3 temel yaklaşım söz konusudur.

1- Boncuk ağırlığının belirlenmesi : Özellikle Martindale yönteminde uygulanan bir değerlendirme şekli olup; belirli turlar sonunda oluşan boncukların kesilip, kumaş yüzeyinden uzaklaştırılarak tartılması esasına dayalıdır. Boncuklanma ağırlığı fazla olan kumaşların boncuklanma eğiliminin yüksek olduğu kabul edilir.
2- Görsel değerlendirme : en sık kullanılan yöntemdir. Test kumaşları deney sonrasında standart fotoğraflarla karşılaştırılarak, Boncuklanma derecelerine göre 1’den 5’e kadar değerlendirilirler.

5- Boncuklanma yok 4- Hafif derecede boncuklanma 3- Orta derecede boncuklanma 2- İleri derecede boncuklanma 1- Çok ileri derecede boncuklanma

Deney numunesinin görünümü birbirini takip eden iki derece arasında bulunursa, değerlendirmede yarım değerler kullanılır. Örn : 2 – 3 veya 4 – 5 gibi.
3- Belirli alana düşen boncuk sayısının belirlenmesi : Daha çok Zweigle yönteminde kullanılan değerlendirme şekli olup, test örneklerindeki boncuk adedi büyüklüklerine bakılmaksızın sayılır. Ortalama boncuk adedine göre değerlendirme yapılır.
Sonuç olarak, belirli bir kumaşın gerçek kullanımdaki boncuklanmaya karşı direnci kişinin kullanımına ve kullanım şartlarına göre değişiklikler göstereceğinden, boncuklanma testlerinin giyim denemeleriyle desteklenmesi ve bazı kumaşların yıkama ve kuru temizleme işlemleri sonrasında da test edilmesi yararlı olmaktadır.
7. APRASYON ( AŞINMA DAYANIMI )
Aprasyon ( aşınma dayanımı ), tekstil materyalinin bir başka materyale sürtünmesi ile kumaştaki iplik ve liflerin kumaş yüzeyinden dışarı çıkması sonucunda kumaş yüzeyinde meydana gelen aşınma veya eskimeye karşı direnme yeteneğidir.
Özellikle dokuma kumaşlar için geçerli olan aprasyon, kopma mukavemetinin yanı sıra tekstillerin dayanıklılığını karakterize eden en önemli özelliklerden biridir.
Kumaşlarda kullanılan ipliklerin özellikleri ve kumaşın dokuma özellikleri aşınmanın kolaylığını etkileyebilmektedir. Örneğin, uzun ve düzgün yüzen saten, brokar, damask gibi kumaşlar sürtünme işlemi ile pürüzlenip kopabilir. Ayrıca yumuşak tüylü kumaşlar, havlı veya flok kumaşlar kolayca aşınır. Tekstil veya diğer ürünlerin aşınma dayanımının ölçülmesi çok karmaşıktır. Aşınma dayanımı; elyaf, iplik, ve kumaş üzerinde kalan kimyasalların miktarı pek çok faktörden etkilenmektedir.
Kumaşın aşınması bir çok şekilde ortaya çıkmaktadır.
a) Düz aşınma
b) Esneme veya bükülme aşınması
c) Kenar aşınması
d) Sürtünme ile renk atması

a) Düz Aşınma: Elyafın düzgün bir yüzey ile sürtünmesidir. Kumaşın düz aşınması; giyim, kir ve leke çıkarma, yıkama yada kuru temizleme sırasında meydana gelebilir.
Düz aşınma genellikle havlı, flok kumaşlarda dışa çıkan elyaf uçlarının sürtünmeye maruz kaldığı durumlarla ilgilidir. (Örneğin: koltuk altı, dirsek ve basenlerde oluşan aşınmalar)
b) Esneme veya Bükülme Aşınması: Kumaşın boyarmadde, haşıl veya apresinin; esneme, giyim, yıkama yada kuru temizleme sırasında katlanma, bükülme, etkisiyle aşınarak kumaştan ayrılması olayıdır.
Bu aşınma dirsek, diz, kol altı, iç bacak ve kalça bölgelerinde meydana gelmektedir. Kumaş yüzeyinde aşınma izi, renk açılma izi gibi bir eskime izi oluşmaktadır.
c) Kenar Aşınması: Kenar aşınması giyim esnasında meydana gelen ve giyside yaka, manşet, ön kaplama, etek ucu, cep kapağı ve cep ağzı boyunca ortaya çıkan bir aşınmadır.
d) Sürtünme ile Renk Atması: Kumaşın belirli bir kısmında aşınma etkisi ile oluşan renk değişimidir. Çok bileşenli karışımlarda sürtünme sonucunda farklı şekilde renk atmasında genellikle aşağıda belirtilen nedenlerden birisi etkili olmaktadır.
- Kumaşta bulunan liflerin farklı yapıları ve dolayısıyla boyarmadde alınımının da farklı olması,
- Tamamlanmamış boyarmadde nufuzu gibi olayların söz konusu olduğu durumlar
Söz konusu sebepler tek elyaflı kumaşların aşınma ile renklerinin atması durumunda da geçerlidir.

AŞINMA DAYANIM TESPİTİ:
Aşınma dayanımının tespitinden Martindale abrasyon test cihazı veya Taber cihazı olmak üzere 2 ayrı cihaz kullanılmaktadır. Martindale cihazı en fazla tercih edilen cihaz olup, bu cihazda BS 5690:91 veya ASTM- D4966:89 standart metotlarına göre testler yapılmaktadır. Bu standartlar; kumaşın önceden belirlenmiş basınç altında birbirlerine göre dairesel harmonik hareket yaparak aşınmasını içermektedirler. Aşınma direnci;
- İplik kopuşunun gözlendiği andaki devir sayısı,
- Belirli bir devir sayısından sonraki ağırlık kaybı,
- Belirli bir devir sayısından sonraki renk değişimine göre belirlenmektedir.
BS 5690-1691/ Aprasyon testi; dokuma ve örme kumaşlar, non-woven kumaşlar için tarif edilen bir metot olup, genellikle 2mm’den daha uzun hava sahip kumaşlara uygulanamaz.
Deney için 38mm çapında kesilen numune üst tutucuya, 120±10mm çapındaki yünlü referans abrasyon kumaşı ise alt kısma takılır. Numune 500g/m2’den daha hafif ise poliüretan sünger zemin kullanılır. Numuneye uygulanacak yük kumaş gramajına göre değişim göstermekte olup,
* İş elbisesi, döşemelik, yatak örtüsü kumaşları, teknik tekstillerde 12 Kpa
* Giyim tekstillerinde 9 KPa ağırlıkla deney yapılmaktadır.
Martindale cihazı ise 4 veya 6 kafalı olarak üretilmektedir.
Sonuçların Değerlendirilmesi :
a) İplik kopuşu metoduna göre yapılan deneyde BS 5690: 1991’e göre:

5000 devire kadar
5000-2000 devir
20000-40000 devir
40000 devir üstü
Her bin devir
Her 2000 devir
Her 50000 devir
Her 10000 devirde
iplik kopuşu olup olmadığı kontrol edilir.
- Dokuma kumaşlarda = İki ipliğin tamamen kopması
- Örme kumaşlarda = Bir ipliğin kopuşu ile delik oluşması
- Havlı kumaşlarda = Havların tamamen sıyrılması
- Non-woven kumaşlarda = 0,5 mm çapında delik oluşunca deney sona erdirilir.
Deney, 2 numune ile yapılır ve deney sonucunda 2 numunede bulunan devir sayısının ortalaması sonuç olarak verilir.
b) Ağırlık kaybının ortalamasına bağlı olarak yapılan abrasyon deneyinde ise 2 iplik kopuş metoduyla bulunan abrasyon değerinin %25, %50 ve %75 kısımlarında ve test bitiminde numunenin ağırlığı tartılarak bulunur. Devir sayılarına karşılık gelen ağırlık kayıpları grafik üzerinde gösterilerek, her 1000 devirdeki mg cinsinden ortalama ağırlık kaybı tespit edilir. Eğer değerler bir eğri oluşturuyor ise eğri çizilir ve eğri 3 bölüme ayrılarak kütle kayıpları belirlenir.
c) Renk Değişimi Metodu: Belirli bir çevrim sonrasında numune kumaşın renk değişimi gri skala ile değerlendirilir.

Kalibrasyon: Makinenin doğru çalıştığını kontrol etmek için düz dokunmuş, koyu renkli pigment baskılı pamuklu kumaş 7000 devir aşındırılır, renk değişimi olması beklenir. Renk değişimi gözlenmez ise makinenin kalibre edilmesi gerekir.
Kumaşların abrasyon deneylerinde kullanılan bir diğer metot da Rotary (döner) Platform’ da yapılan abrasyon deneyidir. Bu deneyde numune, basınç ve aşındırma kontrolü altında dönen sürtünme hareketi ile aşındırılır. Test numunesi bir platform üzerine monte edilir, numune dikey eksende dönerken aşındırmayı sağlayan iki tekerlekte numune üzerinde kayarak döner. Bu tekerlekler farklı yönde döndüklerinden birisi numunenin merkezine doğru, bir diğeri ise numunenin dışına doğru dönerek sürtme hareketi yapar. Numunenin kaç devir çalıştırılacağı tekstil ürününe, kullanılan aşındırıcı tekerlere ve müşteri isteğine göre değişim gösterir.

8. HAVA GEÇİRGENLİĞİ
Hava geçirgenliği, havanın elyaf, iplikler ve kumaş yapısı içinden geçme kabiliyetini anlatır.
Hava geçirgenliği, deney numunesi alanı, deney numunesinin iki yüzü arasındaki basınç farkı ve zaman parametrelerine bağlı olarak deney numunesinden dik olarak geçen hava akımının hızıdır. Hava geçirgenliği, aynı zamanda vücuttan geçen havanın tutulması yada dışarı iletilmesi ile ilgili olup, kumaşı oluşturan elyaf, iplik ve terbiye işlemlerine bağlı olarak değişir.
Hava geçirgenliği özelliği elyaf, iplik ve kumaş konstrüksiyonu ile etkilenir. Örneğin; sıklığı düşük, ince iplikten oluşan kumaşlar, sıklığı yüksek sık kumaş konstrüksiyonlarında daha geçirgendir. %100 Polyester çift katlı bir kumaşın hava geçirgenliği kötü, %60 Pamuk / %40 Polyester karışımının hava geçirgenliği ise mükemmel olabilir.
Kumaşlarda sıklık arttıkça havanın geçmesine karşı dirençte artar. Gevşek dokulu ve ince iplikli kumaşların hava geçirgenliği fazladır. Hava vücut üzerinde ve etrafında dolaşarak sıcağı vücuttan uzağa taşır. Kumaşın hava geçirgenliği karakteristiği vücudun rahatlığı ve rutubete karşı koruma açısından en önemlisidir. Eğer kumaşın hava geçirgenliği iyi ise, vücudun etrafından ve üzerinde dolaşan hava sıcaklığının vücuttan dışarı taşır, düşük hava geçirgenliği olan bir kumaş ise hava hareketini keserek sıcaklık kaybını önler.
Kumaşların hava geçirgenliği tayininde TS 391/Nisan 1995 standardı kullanılmaktadır. Bu standart; kumaşlara, teknik amaçlı sanayide kullanılan tekstil ürünlerine, non-wovenlara ve konfeksiyon edilmiş tekstil ürünlerine uygulanmaktadır.
Bu standarda göre: deney numunesinin belirli alanından, belirli bir sürede, iki yüzü arasında belirli bir basınç farkı yaratan ve kumaş yüzeyine dik olarak uygulanan hava akımının hızı tayin edilir.
Deney, standart atmosfer şartlarında TSE 240’a göre kondisyonlanmış numune ile yapılır. Deney alanı = 20cm2’dir.
Kumaşın iki yüzü arasındaki basınç düşmesi
- Elbiselik kumaşlar için 100pA,
- Sanayide kullanılan kumaşlar için 200pA olacak şekilde uygulanır.
Bu basınç farkları sağlanamadığı taktirde 50-500pA’lık basınç farkları kullanılabilir ve/veya deney alanları 5cm2, 50cm2 veya100cm2 olarak seçilebilir.
Deney, aynı şartlar altında numunenin değişik deney alanları kullanılarak en az 10 defa tekrarlanır.
Yapılan ölçümlerin aritmetik ortalaması ve değişim katsayısı hesaplanır.
Kumaşın hava geçirgenliği ®
R = Mv / A167
formülü ile hesaplanır.
R : Hava geçirgenliği, mm/sn
Mv : Hava akımı miktarının aritmetik ortalaması, dm3/dk
A : Deneye tabii tutulan kumaş alanı, cm2
167 : dm3/cm2/dk biriminin mm/s birimine çevrilmesi için sabit sayıdır.
Açık gözenekli kumaşlar ve non-wovenlar için hava geçirgenliği (m/s) olarak ifade edilebilir. Bu takdirde kumaşın hava geçirgenliği ®
R = Mv/A  0,167
formülü ile hesaplanır.
Değişik ikilim koşullarında farklı doygunluğa erişen hava moleküllerinin vücut ile giysinin izin verdiği ölçüde temasını belirleyen kavrama giysinin hava geçirgenliği denir.
Yüksek basınçlı, nemli, sıcak hava koşullarında hava geçirgenliği azalır, alçak basınçlı iklim koşullarında ise artar.

9. KUMAŞLARDA SU İTİCİLİK (HİDROFOB) ÖZELLİĞİ
Tekstil materyalinin doğal yada sonradan kazandırılmış olsun, nemi uzaklaştırma veya suyu emmeye karşı koyma özelliği, hidrofob yada su iticilik özelliği olarak adlandırılır. Kumaşlarda hidrofob özelliği polyester, poliamid, polietilen gibi su itici özelliği olan ipliklerden dokunması, kumaş sıklığının yüksek olması yada hidrofob apre maddeleriyle bitim işlemi uygulanması sonucu kazandırılabilir.
Su geçirgenliği suyun, belirli bir açısal kuvvet ile kumaşa temas ettiğinde, kumaşın içinden geçebilme oranıdır. Su geçirmezlik ise tekstil yüzeyinin suyu içerisinden geçirmemesi işidir.
Su geçirmezlik yada kumaşlarda yüzey ıslanmasına karşın dayanımın tayini TS 259/Nisan 1991 standardı ile test edilip, bu testte duş metodu kullanılmaktadır. Bu metot su geçirmezlik özelliği kazandırılmış kumaşların yüzey ıslanma derecelerinin tayini ile karşılaştırılmalarının yapılmasını sağlar.
Numuneler, test edilecek kumaşın kat izi veya kırışıklık olmayan muhtelif yerlerinden 180mm2 ebadında en az 3 adet olacak şekilde alınırlar. Standart atmosfer şartlarında en az 24 saat kondüsyonlanırlar. Numuneler test cihazının 150mm çaplı iç içe geçebilen iki çemberi arasına gerdirilir. Kumaş yüzü su püskürtme cihazına bakacak şekilde 450’lik açı ile tespit çerçevesi yerleştirilir. Kumaşın çözgü istikameti, uygun akış yönüne paralel olmalıdır. Kasnağın merkezi, püskürtme başlığının merkezi ile aynı hizada ve aralarında 150mm mesafe bulunacak şekilde olmalıdır. Bu durumda, püskürtme başlığının hunisine 2020C veya 2720C sıcaklıkta 250ml damıtık veya tamamen deiyonize olmuş su dökülür. Duşun su püskürtmesi bittikten sonra, tespit çerçevesi kumaşın su ile temas eden yüzeyi zemine bakacak şekilde sert bir cisme iki kere çarptırılarak silkelenir. Kumaş, tespit çerçevesinden çıkarılmadan, ıslanma derecesinin tayini için, yüzey görünümüne bakılarak değerlendirme dereceleri veya fotoğraflarla mukayese edilir. Buna göre aşağıdaki değerlendirmelerden birisi kabul edilir:

Islanma derecesi
1
2
3
4
5
Islatılan kumaş yüzünün görünümü
Yüzeyin tamamen ıslanması
Yüzeyin yarısı ıslanmış
Yüzeyin birbirinden ayrı küçük alanlarda ıslanma var
Yüzeyde ıslanma yok ancak kumaş yüzeyi üzerinde su damlacıkları var
Yüzeyde ıslanma ve damlacıkların deney numunesi yüzünde tutunma durumu yok

10. BURUŞMAZLIK
Buruşmazlık; kullanım kolaylığı açısından kumaşların belirli bir basınç altında kırıştırıldıktan sonra, basınç etkisi kaldırıldığında eski formuna dönebilme yeteneğidir. Buruşmazlık; bir tekstil kumaşının kullanım sırasında oluşan buruşukluklara karşı direncini ve onlardan kurtulma kabiliyetini ifade etmektedir.
Pamuklu, keten, rejenere selüloz (viskon, floş) kumaşlar buruşmaya hassas kumaşlardır. Sentetiklerin buruşmazlık özellikleri ise genelde daha iyidir.
Tekstil kumaşlarının buruşmaya eğilimi elyaf cinsi dışında başka etkenlere de bağlıdır.
- Kumaş sıklığı ve bükümü ne kadar fazla olursa, buruşma eğilimi o denli az oranda olur.
- Elyaf ne kadar sertse, o kadar fazla buruşur ve kırışıklık izleri o kadar zor düzelir.
- Elyaf ne kadar esnekse, buruşukluk o denli çabuk ortadan kalkar.
- Buruşma eğilimine göre lifler; elyaf, pamuk, rayon, viskon, asetat, doğal ipek, poliamid, poliakril, polyester, koyun yünü ve moher (tiftik keçisi kılı) olarak sıralayabiliriz.
Buruşmazlık Dayanımı;
- Elyaf içeriği
- İplik konstrüksiyonu
- Kumaş konstrüksiyonu
- Terbiye ve giysi dizaynın birbiri ile ilişkisi nedenleriyle kontrolü çok güç olan bir özelliktir.
Buruşmazlık dayanımı, kumaşın katlı halden ve istenmeyen kırışıklıklardan düzgün hale geçmesini sağlayan bir özelliktir. Kumaşların kırışıklıklarının düzelmesi çeşitli faktörlere bağlıdır. Genelde kırışıklıların kendiliğinden düzelmesi özelliğinin uzun stapelli elyaf ve flamentlerle sağlanabileceği, kısa stapelli elyafın ise bu özelliğinin kötü olduğu bilinmektedir. Fakat bu durum tüketicinin kullanımı açısından her zaman doğru değildir. Kat izi ve buruşma dayanımı insan faktörü ile daha yakından ilişkilidir. Giysinin dar geldiği ve giydiği süre içinde oturan, eğrilen, esneyen veya bu suretle vücut ısısı oluşturan kişinin üzerindeki giysi ile,bol gelen ve giydiği sürece hareketsiz olan kişinin üzerindeki giysi bir birinden çok farklı olacaktır. İyi bir kırışma dayanımına sahip kumaş, aynı zamanda üzerine uygulanan ütü izine de karşı koyacaktır. Bu nedenle kamgarn ve ştrayhgar erkek pantolonlarına jilet gibi ütü yapılamaz, ama çok az kırışma dayanımı olan pamuklu giysilere ütü izi yapılabilir. Isı ile şekil verme işlemi ile termoplastik liflerden yapılan eşyalar kırışıklığa çok fazla dayanıklıdır, bu yüzden kalıcı, jilet gibi ütülenirler.
Buruşmazlık açısının (yatay olarak katlanmış kumaşta katın açılmasının kat düzelme açısının ölçülmesi yolu ile tayini) tayininde TS 390 EN 22313/Nisan 1996 standardı kullanılmaktadır.
Bu standart ile standart test atmosferinde veya daha yüksek nem ve sıcaklıkta kumaşın üzerine uygulanan kuvvet kaldırıldıktan ve belirli bir süre serbest bırakıldıktan sonra kumaşın kırışıklık açısından (kat düzelme açısından) belirlenmesi sağlanır.
Standarda göre;
- Yüksek nemli ortamlarda yapılacak tayinlerde deney numuneleri (35±2)0C sıcaklık ve %(90±2) bağıl nemli ortamda en az 24 saat kondüsyonlanmalıdır.
- Yeni üretilmiş ve yıkama kuru temizleme veya ütüleme işlemi görmüş kumaşların burumazlık özellikleri daha iyidir. Deney numuneleri alınmadan önce kumaşlar, en az 6 gün süre ile oda şartlarında kondüsyonlanmalıdır. Selüloz ve protein esaslı liflerden meydana gelen kumaşlarda kat düzeltme özelliği 6 günden daha uzun bir süreden sonra değişme gösterir.
- Her hangi bir yaşlanma tesirini gidermek için bu kumaşlar 30 dakika süre ile 200C sıcaklıktaki suya batırılır, sudan çıkarıldıktan sonra santrifüjlenir ve kondüsyonlanmadan önce nemli haldeyken buharla ütülenir.deney numuneleri 40mm15mm boyutlarında kesilir. Deney numunelerinin yarısı, kısa kenarı çözgü veya imalat yönüne paralel yönde, diğer yarısı ise, kısa kenarı atkı veya imalat yönüne dik yönde olacak şekilde 20 deney numunesi hazırlanır.
Deney numunelerinin yarısı ön yüzü üzerine, diğer yarısı arka yüz üzerine, kısa kenarları üst üste gelecek şekilde katlanır, uçlardan 5mm’den daha uzak olmayacak şekilde cımbızla tutulur. Numune yapışma eğilimi gösteriyorsa yüzeylerin arasında 18mm15mm boyutlarında kağıt veya metal folyo konulur.
Deney numunesi cihaza yerleştirildikten sonra, üzerine (5dk5sn) 10Newtonluk bir kuvvet uygulanır. Bu kuvvet bir saniyeden daha kısa bir sürede dikkatli ve çabuk bir şekilde kaldırıldıktan sonra, numune açının ölçüleceği cihazın tutucusuna yerleştirilir. Deney numunesinin serbest olan kolu daima düşey bir pozisyonda olacak şekilde cihaz devamlı olarak ayarlanır, kuvvetin kaldırılmasından 5dk sonra kat düzelme açısı cihazdan okunur. Sonuçların aritmetik ortalaması alınır. Sonuçlar, atkı ve çözgü yönünde ayrı ayrı verilir.

11. STATİK ELEKTRİKLENME
Statik elektriklenme, elyafın ve neticede kumaşın yüzeyinde nem içeriği ve sürtünmeye bağlı olarak bir birikim oluşturacak şekilde havadan elektrik yüklerini çekme ve tutma kabiliyetidir.
Elektrik, kumaşın kendi kendine yada bir başka kumaş yada cisme sürtünmesi ile oluşturulur. Statik elektriklenme, hem kullanım hem de çalışma karakteristiğidir. Bazı elyaf tipleri doğalarından statiktir.
Hidrofob kumaşlar (asetat ve rayon dışındaki insan yapısı), çok az nem içerdikleri için hidrofil (bitkisel ve hayvansal) kumaşlardan daha fazla statik elektriklenmeye meyillidirler.
Statik elektrik yükü, elyafın dolayısı ile kumaşın işlenmesini zorlaştırır, kumaş hatalarına neden olurlar. Konfeksiyon halinde ise elektrik yükü atlaması ile çarpmaya, giysinin bir birine yapışmasına yada giyene yapışmasına neden olurlar. Havadaki toz ve kirleri çekerler.
Tekstil mamullerindeki statik elektriklenme, elektriki direnç ölçüm metodu ile tayin edilir. TS 9499/Ekim 1991 standardı ile statik elektriklenme ölçümü testleri yapılmaktadır. Tekstil mamullerinde, ipliklerde, tops halindeki elyafta, imalat ve kullanım sırasında meydana gelen statik elektriklenme, bu mamullerin elektriki dirençlerinin ölçülmesi ile tayin edilir.
Deney numunesi, kumaş ise en az 120 mm120 mm boyutlarında 3 adet, iplik ise 20mm’lik parçalara bölünmüş halde deney cihazının işaret çizgisini dolduracak kadar yine üç parti olarak hazırlanır. Numuneler standart atmosfer şartlarında kondüsyonlanır.
Elektrik direnç ölçüm cihazında halka elektrot kullanılır. Deney numuneleri üzerindeki direnç halka elektrot vasıtası ile ölçülür. (Ohm) birimi ile kaydedilir. Üç ölçümün aritmetik ortalaması alınır. Cihazın ölçmüş olduğu direnç, tekstil malzemesinin yüzeyinin direnci olup, yüzey direnci (RY) olarak adlandırılır. Tekstil malzemesinin yapısı ile ilgili direnç ise hacim direnci olup (RA), yüzey direnci (RY) ile halka elektrotun yüzey alanının (30cm2’dir) çarpımına eşittir. Birimi “cm2” dir.
RA = 30RY
Tekstil malzemesinin hacim dirençliliği (RD) ise; tekstil malzemesinin hacim direncinin (RA) test cihazındaki elyaf veya ipliklerin doldurma yüksekliğine (cm) (cihazda 1cm’dir.) bölümüyle hesaplanır. Birimi “cm” dir.
RD = RA / h

12. KUMAŞLARDA SERTLİK (EĞİLME DAYANIMI)
Kumaşlarda sertlik kumaş dökümlülüğünü çok yakından ilgilendirir. Sertlik, yani kumaşın eğilmeye karşı gösterdiği mukavemet yükseldikçe dökümlülük ortadan kalkar.
Kumaşların sertliğine etki eden faktörler şunlardır:
• Büküm miktarı: Büküm arttıkça kumaş sertliği artar.
• İplik kalınlığı : Kalın ipliklerde dokunan kumaşlar kumaş sertliğini arttırır.
• Kumaş kalınlığı: Kumaş kalınlığı arttıkça sertlik artar.
• Sıklık : Atkı ve çözgü sıklığı yükseldikçe kumaş sertliği artar.
• Kumaş dokusu: Kumaş dokusu (örgüsü), atkı ve çözgü ipliklerinin birbirleriyle kesişme adedini etkiler. Kesişme oranı yüksek kumaşlarda sertlik yüksek olur. Örneğin bez ayağı örgü ile dokunan kumaş, saten örgü ile dokunan kumaştan daha sert olur.
• Bitim işlemleri : Kumaşa uygulanan apreler genellikle dökümü azaltırlar.
Kumaşlarda sertlik ölçümü (eğilme dayanımı) tayini; TS 1409/Ekim 1974 standardında belirtildiği gibi test edilir. Bu amaçla; değişmez açılı eğilme (stiffness) cihazı kullanılır. Bu metot dokuma kumaşları kapsamakta olup örme kumaşları içermez.
Eğilme dayanımı, tekstil mamulünün eğilmeye karşı gösterdiği dirençtir. Fiziksel olarak, birim ende tekstil mamulünün gerilim uygulanmadan, birim kavis yarıçapına eğildiğinde her iki ucuna uygulanan momenttir. Birimi; (mgcm) miligram santimetredir.
Sertlik ölçümü için, 25mm150mm boyutlarında atkı ve çözgü istikametinde 4’er numune kesilir, standart atmosfer şartlarında kondüsyonlanır. Değişmez açılı eğilme elemanına yerleştirilir. Bu cihazda 41,50’lik eğimli tabla mevcuttur. Kumaş, zemine paralel şekilde tabla üzerinde sürgü ile itilirken kumaşın ilerledikçe eğildiği ve 41,5O’lik eğimli tablaya temas ettiği noktada sürgü üzerinden sarkma uzunluğu okunur. Her numune için kumaşın iki ucunun önü ve arka yüzü test edilir. Bu 4 testin aritmetik ortalaması alınır. Ayrıca kumaşın m2 ağırlığı (w)’da tespit edilir.
Eğilme uzunluğu, kumaşın sertliğini belirten bir etkendir. Eğilme uzunluğu yüksek kumaşlar serttir ve az dökümlüdür.
Eğilme uzunluğu; C = X/2 (cm)
Eğilme dayanımı; G = 0,1WC3 (mgcm)
Kumaşın genel eğilme dayanımı; GO
GO = (GatkıGçözgü)1/2 (mgcm)
formülünden hesaplanır.

30 Aralık 2009 Çarşamba

1 Responses to Kumaş Performans Testleri

  1. Rupinder Says:
  2. Biz normal yanı sıra Jumbo konileri ihtiyaçlarınıza göre iplikler yeniden sunabilir.

    Rejenere İplikler

     

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz!

Merhabalar arkadaşlar.
Tüm tekstil mühendisleri öğrencilerinin ortak sorunu web üzerinde düzenli olarak güncellenen mesleki bir kaynak sitelerinin olmamasıdır. Bu siteyi kurarak bu probleme bir çözüm getirme amacındayız. Sitemiz bizler ve en önemlisi sizden gelen ödev, makale ve çalışmalar ile güncellenmekte ve kaynak sorunu giderilmektedir.
Eğer sizde ödevleriniz bu sitede kendi isminiz belirtilerek yer almasını istiyorsanız. Lütfen bize ulaşın. Ödevinizi adınızı ve bölümünüzün yazılı olduğu bir e postayı debreceni_mayor@mynet.com adresine gönderin, biz de ödevinizi birkaç gün içerisinde yayınlayalım. Katılım ve katkılarınızı bekliyoruz...